“Siyah boya bitmiş” diye söylendi.
Yetiştirmesi gereken bir kaç ayakkabı daha vardı. Boyanacak ayakkabıların rengi siyahtı.”Talihime tüküreyim” diye kendine lanet okudu.
Kasabanın en işlek caddesinde ekmeğinin peşine koşan boyacı Ali her zaman ki gibi durduğu noktada dünyayı boyar gibi, yarınını boyar gibi, en önemlisi yaşamını boyar gibi alın teri döküyordu.
Bazen elini çenesine götürür yanındaki yıllara meydan okuyan çınara bakar ve uyanmak istemediği bir rüyaya dalmak isterdi.
Bu rüya alemlerinde bazı zamanlar sanki sandığına biner gerisinde bıraktığı gök kuşağı ile dünyayı yedi renge boyardı.
Severdi Ali boya sandığını dünyanın yükünü omzuna alır gibi taşırdı sırtında ama ona ağır gelmezdi..
Yine bir gün caddede oturmuştu yine aynı hayal aleminde. Bir elinde ayakkabı bir elinde boya…
2 Ekim 2009 – Göynük