uyanış
Gün ağarmadan uyanmıştı, tekrar yatağına dönme isteği birden yok oldu. Sanki dün geceden bu saate kadar uyumakla uyumamak arasında gidip gelmiş, bu gidip gelmeler onu bir hayli yormuştu. İki gündür dur durak dinlenmeden yağan kar sokakları beyaz bir örtüye bürümüş, haberlerde bir kaç gün daha yağacağını söylüyordu uzmanlar. Soğuk betona aldırış etmeden çıplak ayaklarını sürüyerek mutfağa geçti ve sanki her gün tekrarlar gibi evin yanındaki gecekonduya uzunca bir süre baktı. Perdeleri hafif aralanmış gecekondunun penceresinden hafif süzülen ışığa dikkat kesildi.
Gecekondunun bahçesi eski günlerini arıyor gibi düzensiz, başıboş ağaçlar ile dolmuştu, Eski eşyaların bir kısmı bahçenin sağına soluna gelişi güzel bırakılmıştı, Kar örtüsü bu karmaşayı örtmeye yetmiyordu. İncir ağacının çıplak dallarını kar, kucaklar ve sarıp sarmalar gibi kuşatmış, sanki onu soğuktan korumak ister gibiydi. Doğanın, hayatın bir dengesi veya dengesizliği vardı bunu anlamıştı.
Daha önce neden bu kadar dikkatli bakmadığını düşündü, kendisini suçladı. Çevresine, hayatına, evlere, sokaklara ve şehrine neden bu kadar kayıtsız kalmıştı. Dikkatini çekmesi için illa ki uykusunun yarım kalması mı gerekiyordu? Belki bugüne kadar hep uyuyordu ya da uyutulmuştu şimdi ise uyanmıştı.
Post Views: 176
Güzel bir deneme, yüreğinize sağlık. Sanki kar soğuğunu bir an hissettim. Ve ağacın sarmalaması…
Teşekkür ederim.