Yalova Çiftlikköy Pazarı, göz alıcı renkleriyle hemen dikkat çeken bir stand ile karşılaşıyoruz, Orhangazi ve turşu denilince akla ilk gelen yer olan Gedelek Köyü aklımıza geliyor. Standın önünde Serkan Şimşek Turşuları tabelası, sol tarafında ise Gedelek Turşusu yazısı, kısacası Haluk Bey’in mekanındasınız.
Haluk Bey, tezgâhının başında, “Siz mi üretiyorsunuz? Bu turşu nerenin turşusu diye soruyoruz. “Evet abi, turşuyu kendimiz üretiyoruz, Gedelek’ten!” sözleriyle memleketine olan bağlılığını vurguluyor.
Standın önünde adeta bir renk cümbüşü. Kütür kütür salatalıklardan, sapsarı taze fasulyeye, acı biberin her türlüsünden mor lahanaya kadar yok yok. Aklınıza gelebilecek her çeşit turşuyu görmeniz mümkün
Pazarda bir kaç turşu standı var fakat bu standı diğerlerinden ayıran en eğlenceli detay, turşu varillerinin hemen önündeki pankart. Türk sinemasının efsaneleri, sevgili Adile Naşit ve Münir Özkul‘un “Neşeli Günler” filmindeki o meşhur, nesillerdir hala devam eden “Turşu limonla mı olur, sirkeyle mi?” atışması, karikatürize edilmiş halleriyle… Kazım Efendi’nin (Münir Özkul) “LİMOON!” diye haykırışı, Saadet Hanım’ın (Adile Naşit) ise cevabı olan “SİRKEE!” nidası, tezgâha ayrı neşe katıyor… Film sonlanmamış devam ediyor gibi, tabi tartışma da…
Peki bu kadim tartışmanın galibi kim? Turşu ustası Haluk Bey, Gedelek’in coğrafi işaretli turşusunu özgün tarifleriyle sunarken, lezzet tercihini okuyucunun kendisine bırakıyor. Şahsen ben, turşuyu daha keskin ve tok tadıyla sirkeli sevenlerdenim. O sahnede yer alıyor olsam sanırım Adile Naşit’in tarafında olurdum. Ama eminim ki, Haluk Bey’in Gedelek usulü turşuları, ister limonlu ister sirkeli olsun, tartışmayı noktalayacak gibi görünüyor.
Eğer yolunuz Çiftlikköy pazarına düşerse, Serkan Şimşek Turşuları standına uğrayın. Çeşit çeşit turşulara tanıklık ederken, Haluk Bey’in samimiyetinin ve o meşhur “limon-sirke” tartışmasının keyfini çıkarın.
Sahi siz turşuyu limonlu mu yoksa sirkeli mi tercih edersiniz?