Yazılar

Kitap Kulüpleri ve Okuma Deneyiminin Dönüşümü Üzerine

Kitabı okuduğunda zihninde canlanan evreni başkaları ile paylaşmak isteyen ve aynı şekilde başka birinin zihninde canlanmış olan o bambaşka evreni de keşfetmek isteyen kitapseverleriz. Kitap kulüpleri, bireylerde okuma alışkanlığının gelişmesinde, farklı tür ve içerikte kitaplara ulaşmada, en önemlisi de okunan kitaplar üzerine fikir alışverişinde bulunmada oldukça etkili yapılar olarak öne çıkmaktadır. Okuduğum kitapların zihnimde kalıcı hale gelmesinde en etkili yöntemlerden biri; kitabın ismini paylaşmak, içeriğini…

Devamını oku

Anneler Günü

Sana bunu yazıyor olmak bile ne kadar garip geliyor. Çünkü biz, senin gidebileceğine hiç inanmadık.  Sen hep dimdik duran, hep çalışan, yılmayan, mücadele eden insandın. Sanki seni hiçbir şey yıkamazdı. Hepimizin yorgun olduğu yerde sen hâlâ ayaktaydın. En karanlık anlarda bile içimizi aydınlatan bir ışığın vardı senin. Öyle bir ışık ki… şimdi yokluğu gözlerimizi kamaştıracak kadar acıtıyor. Ben hâlâ sabahları uyanırken, her şeyin normal olduğu…

Devamını oku

Elinde Bir Valiz Gözlerinde Bir Ömür

Vapurda karşılaştım onunla… Akşam saatleriydi, ada dönüşüydü ve  yolculuk başlamıştı. Pencereden sabit dışarı bakıyordu. Omzunda bir çantası ve diğer elinde sımsıkı tuttuğu bir valizi… Ayaktaydı. Yüzünde yılların sertliği ama aynı zamanda sabrın izi.  Çok şey yaşamış birinin bakışlarıydı o; içinde fırtına olan ama dışı sessiz duranlardan… Çekinerek yaklaştım. “Teyze boş yer var, istersen otur,” dedim. Gözlerini çevirdi bana. O an yüzü yumuşadı. İnce bir tebessümle…

Devamını oku

Sen Nisan’sın

Nisan ayının baharın gelişini daha fazla hissettirmesini beklerken, en son poyrazın getirdiği soğuk hava ile Mayıs ayına giriş yaptık. Arkadaş sohbetlerimizin ayrılmaz birer parçası oldu soğuk hava, yağmur ve rüzgar. Geçmiş yıllarda havaların bu şekilde olmadığından ve bu havanın Nisan ayına yakışmadığından dem vurmaya başladık bu aralar sıklıkla.  Hafta içi sabahları servis noktasına ulaşmak için on dakika yürüyoruz. Yol güzergahımızda,  erik ve armut ağaçlarının soğuk…

Devamını oku

Datça’nın Ruhu

“Plinius’un ‘Stadia’sı, Piri Reis’in ‘Dadia’sı… Binlerce yıldır denizcilerin ve şairlerin dilinde dönen bir kıyı: Datça…” Datça… İsmini duyduğunuz anda bir meltem dolaşır saçlarınızda, bedeninizi okşar, benliğinizi sarar… Güneşin sarısı, taş evleri, denizi, badem çiçekleri ve sadece doğasıyla, tarihiyle değil, ruhuyla da bir çekim merkezidir. Binlerce Yıllık Bir Uygarlık: Datça’nın Tarihi Datça’nın geçmişi, günümüzden yaklaşık 4.000 yıl öncesine kadar uzanır. Antik çağda Knidos adıyla bilinen bu…

Devamını oku

Datça’da Bir Deli

Eski Datça sokaklarında  bir deli . Yeşim hanım, gururla ben bu köyün delisiyim diyor.  Saçlarında rengarenk çiçekler, gözlerinde ise masmavi bir deniz—ama o çiçekler süs değil; baharı çağrıştırıyor, umudu serpiştiriyor.  Belki de çok uzun zaman karanlıkta yürümüş bir yolcudur. Hastalığın, korkunun, yalnızlığın eşiğinden geçmiştir. Şimdi gülümseyişiyle meydan okuyor hayata . Deliliği, bir yenilgi değildir; bir zaferdir aslında. Bir başkaldırıdır “sıradan” olana, bir haykırıştır “vazgeç” diyen…

Devamını oku

Köftenin Arkasındaki Matematik

Marmaris’in ara sokaklarında bir köfteciye giriyorsunuz. İçeride sizi karşılayan güler yüzlü bir adam… Elinde çay bardağı, parmaklarının arasında sigarası, gözlerinde yaşanmışlığın sıcaklığı. Tanışın; Atalay Bey. Emekli bir matematik öğretmeni. Bugünlerde köfteci dükkanında kasada oturuyor, garsonluk yapıyor. Ama bu sadece görünen yüzü… Atalay Bey’in meslek hayatı Türkiye’nin doğusunda başlıyor. Zor şartlarda ama büyük bir tutkuyla eğitim vermiş. “O zamanlar zor ama öğretmenlik başkaydı,” diyor. 10 yıl…

Devamını oku

Mahalle Ruhu Berberle Yaşar

Yılların biriktirdiği dostluklar, tıraşı bahane ederek tıpkı eski günlerde olduğu gibi bu berber dükkânda buluşmaya devam ediyor. Berber koltuğunda dakikalar, hatta saatler süren sohbetler, mahalle kültürünü ayakta tutan en temel yapı taşlarından bir tanesi. Berberin aynası sıradan bir ayna değildir, simalara, yüzelere, gülümsemelere, hüzünlere de tanıklık etmiştir.  İşte bu yüzden mahalle berberi, sıradan biri değildir. O, mahallenin hafızasıdır. Berberler sabah dükkanının kepengini kaldırırken aslında 0…

Devamını oku

Çayırın Kalbine: Kırkpınar’a Yolculuk

Tarih 2008, Fotoğraf Atölyesi haftalık gezi programını Edirne Kırkpınar olarak açıkladığında, çocukluğuma dönmüştüm. Eskiden 3 gün süren düğünlerin son günü harman güreşleri  yapılırdı. Baş pehlivan olmak için kıyasıya mücadele eden güreşçileri izledikçe onlara özenir, tutmasalar ben de meydana inmek isterdim. Tutmasalar belki de güreşçi olmuştum.  Heyecan ile Kırkpınar’a yol almaya başladık… Edirne’ye varan yol, usul usul geçmişin kapılarını aralıyor. Rüzgârın taşıdığı kavruk ayçiçek kokusuna, uzaklardan…

Devamını oku

Ufka Karışan Sessizlik ve Oyun

Ayaklarımın altındaki kum, hafif esen rüzgârın dokunuşuyla ve gel-git halindeki deniz ile hareket ediyor. Dalgalar kıyıya yavaşça sokulup çekilirken, deniz kendi içinde bir nefes alıyor gibi. Gökyüzüyle iç içe geçmiş maviliğin içinde kayboluyorum. Sınırlar silinmiş; sanki zaman durmuş, dünya daha yavaş dönüyor. Kıyıda bir baba ve çocuğu var. Baba, ellerini arkasına bağlamış, gözlerini ufka dikmiş. Derin bir düşüncenin içinde gibi. Belki hayatın ağırlığını taşıyor, belki…

Devamını oku