Rıza Aksoy’un Bozcaada ile ilgili izlenimlerini kendi kaleminden okuyalım. Son yıllarda günübirlik geziler ya da hafta sonu turlarıyla oldukça ilgi gören Bozcaada’yı oradaki izlenimlerimi paylaşmak istedim. Daha önce Bozcaada ya gitmiş olanlar yakınlarına, arkadaşlarına hep tavsiye ederler orayı.Ben de bir arkadaş tavsiyesi ile Bozcaada’ya gittim. Geçen yıllık izin döneminde eski arkadaşlarla sohbetimiz sırasında; lise döneminden bir arkadaşımızın eşiyle birlikte Bozcaada da küçük bir otel işlettiklerini…
Yazılar
Serkan Çiteli
Araçların birinin gelip, birinin gittiği, gaz dedektörleri ve elimizdeki sabunlu su kapları ile gaz kaçağı peşinde koşarken tanıdık birbirimizi sonrasında dayanışma, mücadele içinde dostluğumuzu ve yoldaşlığımızı büyüttük. Politik tartışmalarda “Şerefcim” diye söze başlar, düşün dünyasını bizimle paylaşırdı. Emek yoğunluğunun yoğun olduğu yerde çalışıyorduk, gaz dönüşümü yapılmış araçları kontrol ediyorduk. Her günümüz stres içinde, her an ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Meslek odasında teknik görevli dışında gönülülük…
Bozcaada
Bozcaada, Ege Denizi’nin kuzeyinde, Çanakkale iline bağlı küçük bir ada. Çanakkale Boğazı’nın hemen girişinde yer alıyor. Yerleşim, adanın kuzeydoğusunda yer alan ilçe merkezinde toplanmış. Bunun dışında herhangi bir köyü bulunmuyor. Adı üzerinde feribottan baktığınızda boz tepeleri olan ıssız, ufak bir ada izlenimi veriyor Bozcaada’nın ufak görüntüsüne aldanmayın kendinden beklenmeyecek sürprizlerle dolu bir yer. Tek yapmanız gereken boz görüntüsünün arkasındaki uçsuz bucaksız bağlarını, bağ evlerini, pırıl pırıl…
Portre
Ömür; yazılmış öykülerden, sürükleyici bir romandan veya epik bir dramdan oluşan bir kitap olarak düşünülse, kitabın arka sayfasındaki özet sanırım yüzümüzdeki ve alnımızdaki çizgilerden oluşurdu. Yıllanmış bir çınarın gövdesindeki yönü belli olmayan ve derin yarıklardan oluşmuş izlerden anlayacağımız anlam bütünü de aynı olurdu.Bu iki çizgiyi bir araya getiriyor olsak, sanırım hüznü ortaya çıkarmış olurduk. Sorguladığımız yaşamın vücut bulmuş halini görmüş olurduk.Hayatın izlerini takip ediyor olsaydık,…
Balıkçı
Hava rüzgarlıydı, yarın havanın daha sakin olacağını haber veriyordu radyolar. Teknede hummalı bir telaş vardı, onaracakları ağların büyüklüğüne bakmadan bıkmadan usanmadan çalışıyorlardı. Ellerindeki nasırların dili olsa da konuşsa, emekten, alınterinden bahsetse. Bilmen gerekenleri, zorluklarını anlatabilse… Deniz ekmek kapısı, deniz zalim, deniz sevgili, deniz can yoldaşı, deniz sevecen, deniz öfkeli. Acından öldürdüğü de olur, mutluluktan güldürdüğü de. Balıkçılığın çaparisini, düzenini, kösteğini, paraketesini, tırıvırını, ağ gözü açıklığını…
Geyikli
Rüzgarın memleketi de diyebilirsiniz. O kadar ki arkadaşın evine ait balkonunun bir tarafını, rüzgarın şiddetini azaltsın diye bambu ile kapattığını, bu bölgede böyle bir meslek oluştuğunu söylediğinde şaşkınlığımızı gizleyemedik. “Adanın tanrısı rüzgar” sözünü bir blogda okumuştum, Geyikli’nin tanrısı rüzgar diye tabir etsek teşbihte hata yapmamış oluruz.Geyikli’yi hep okuduklarım ve anlatılanlara göre bir sahil kasabası olarak düşünmüşüm. Belki de dimağımda Eyvah Eyvah filminden bu şekilde kalmış….
Burgaz Ada
Kınalı Ada Kısa bir tren yolculuğu Bostancı İstasyonu, sonrasında mis gibi tam bir ada havası içerisinde yapılan motor yolculuğu ile önce Kınalı Ada sonrasında Burgaz Ada’ya ulaşıyoruz. İlkbaharın geldiğini burada daha çok hissediyoruz. Yabani kereviz kokuları, sarı yasemin zerafetinde dolaşıyoruz adayı. Sohbeti sanki daha bir yoğunluğuna yaşıyoruz burada. Sokaklar kendi halinde insanlar ile dolup taşıyor, adanın etrafını bir gerdanlık gibi sarıp sarmalamış yatlardan motorlar ile…
Martı
İstanbul dışında başka bir şehir düşünemiyorum martı ile özdeşleşmiş. Gökyüzünde martıları görmesem dünyanın sonu gelmiş gibi bir hissiyata kapılırdım diye düşünüyorum. İstanbul’a dair bir resim çizilse sanırım ressam ilk önce boğazı sonra martıları çizerdi ya da tersi. İstanbul temalı şiirlerde martıya rastlamasanız sitem edersiniz gibi geliyor. Şairlerin en önmeli ilham kaynaklarından bir tanesi de martılar olmuştur. Edebiyatımızın en önemli şairlerinden Bedri Rahmi Eyüboğlu “İstanbul Destanı”…
Muzaffer Erdoğdu
O’nu çocukluğumda ve gençliğimde sürekli duyar, hayat hikayesine hep gıpta ile bakardım. Arısu Köyü’nden ayrılışı ile başlayan hayat mücadelesi ve üzerine de yazın dünyasında yayıncı olması bu merak duygumu perçinlerdi. Misafirperverliğine, açık sözlülüğüne ve kitaplar ile kurmuş olduğu dünyasına yıllar sonra tanıklık etmiş, onu tanıdıkça hayranlığım katbekat artmıştı. Arısu Köyü’nden ayrılışı, İstanbul’a gelişi, Cağaloğlu’ndaki yayınevinin kuruşu ve Kadıköy’deki yerine taşınması değin hayat hikayesini anlatmıştı….
Fazlı Aksoy
Çocukluğumuzun, gençliğimizin genelde kahramanları vardır, varoluş hikayemizde hep önemli bir pozisyondadırlar. Özgürlüğe, umuda, paylaşıma dair kullandığınız sözcüklerde mutlaka onun katkısı hep olmuştur. Güzel günlere dair umudunuzu yaratan, sıcak tutan, bayraklık eden ve gölgesi ile duruşunuzu şekillendirme gibi bir misyonu vardır. Tekil bir hayatın içinde çoğul türkülerini hep birlikte söyletendir. Herkesin hayatında mutlaka bir Fazlı Aksoy’u var olmuştur. Hayatımda hep var olmaya devam edecektir. Onunla ilgili…