Yükleniyor
0   /   100

Sabahattin Ali’nin Mayıs Şiiri

Mayıs ayı, her yıl yeniden doğuşu, tazeliği ve umudu fısıldayan aydır. Sabahattin Ali’nin kaleminden çıkan “Mayıs” şiiri ise bu ayın ruhunu öylesine nahif ve derinlemesine işler ki, her okuduğumda içimde farklı duygular uyanır. Şiirin her dizesi, bahara ve özellikle Mayıs’a dair hislerimi yeniden şekillendirir, onlara yeni bir boyut kazandırır.
Mayıs, ayların gülüdür,
Taze bir çiçek dalıdır,
İçerim ateş doludur;
Mayıs‘ta gönlüm delidir.
 
Yeşil dağlara göçülür,
Kırmızı şaraplar içilir;
Yarim dökülüp saçılır,
Mayıs‘ta gönlüm delidir.
 
Göklere karşı yatılır,
Dertlerimiz unutulur;
Eski sevgiler atılır;
Mayıs‘ta gönlüm delidir.
 
Uzakta kuşlar seslenir;
Gönlüm genişler beslenir;
Yaşamağa heveslenir,
Mayıs‘ta gönlüm delidir.
 
Yumuşak rüzgarlar eser;
Çimenlerde yarim gezer,
Yanılır, bana gülümser;
Mayıs‘ta gönlüm delidir.
                           Sabahattin Al
Sabahattin Ali’nin “Mayıs”ı: Ruhumda Yankılanan Bir Melodi
 
Sabahattin Ali, “Mayıs” şiirinde sadece doğanın uyanışını değil, aynı zamanda bu uyanışın insan ruhunda yarattığı derin etkileri de ustaca anlatır. Şiirin her satırı, baharın getirdiği o taptaze esinti gibi içime dolar. Sanki o dizelerle birlikte ben de bir kuş gibi kanatlanır, baharın sonsuz maviliğinde kaybolurum.
 
Şiirin bende uyandırdığı ilk duygu, huzur ve dinginliktir. Kışın kasveti, soğuğu ve yorgunluğu adeta bir anda silinir gider. Sabahattin Ali’nin tasvir ettiği o pastoral manzaralar, zihnimde canlanır; çiçek açmış ağaçlar, cıvıl cıvıl öten kuşlar, taze toprak kokusu… 
Baharın Umutla Dansı: “Mayıs” ve Yeniden Doğuş
 
Şiirdeki her dize, Sabahattin Ali, doğanın döngüsünü o kadar etkileyici anlatır ki, okurken ben de içimde yeni tohumların filizlendiğini, durgun akan ırmaklarımın yeniden coştuğunu, her yanımın börtü böceğe karıştığını hissederim. Geçmişin yükleri, endişeleri bir kenara bırakırım; tıpkı kışın ardından yeşeren doğa gibi, insan ruhu da tazelenme ve yenilenme ihtiyacı duyar. Bu şiir, bana her sonun yeni bir başlangıç olduğunu, her kışın ardından bir baharın geleceğini, hayatın döngüsünü hatırlatır.
 
“Mayıs” şiiri, aynı zamanda insanın doğayla olan derin bağını da vurgular. Şiirde anlatılan her şey, insanoğlunun doğanın bir parçası olduğunu hissettirir. İçimde doğaya dair aidiyet hissi yaratır ve beni kendi özüme döndürür.
“Mayıs”ın Melankolik Güzelliği ve Hatıraların İzleri
 
Sabahattin Ali’nin kalemi, şiire hafif bir melankoli de serpiştirir. Bu melankoli, hüzünlü değil, aksine geçmişe duyulan tatlı bir özlem, kaçıp giden zamanların ardında bıraktığı izlerdir. Mayıs ayı, sadece bugünü değil, geçmiş Mayıs’ları, o aylarda yaşanan güzellikleri, belki de kaybedilenleri de anımsatır. Bu da şiire derinlik katar ve beni kendi anılarıma doğru bir yolculuğa çıkarır.
 
Sonuç olarak, Sabahattin Ali’nin “Mayıs” şiiri, bende sadece baharın ve Mayıs ayının güzelliğini değil, aynı zamanda insanın ruhsal yolculuğunu, umudunu, doğayla olan bağını ve zamanın akışını anımsatan güçlü duygular uyandırır. Her okuyuşumda farklı bir kapı aralar, farklı bir hisle beni kucaklar.
 
Sanırım benim hissiyatımı yıllar önce Alp Murat Alper hissetmiş ve bu şiiri bestelemiş, Banu da seslendirmiş.
 
Dinlemek isterseniz…

Bestesi Alp Murat Alper’e, düzenlemesi de Ahmet Koç’a ait bu parça Banu Kırbağ’ın 1994’te çıkan Sevdalardayım albümünde yer alıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir