İstanbul’da yaz mevsimi, şehre çöken o koyu, keskin güneş ışıkları ve martı seslerine karışan vapur düdükleri. Saat öğle vaktini gösteriyor ve kalabalığın arasından biri beliriyor. Başının üzerinde renkli şapkalarıyla, bir şapka satıcısı…
Başının üzerine dizdiği şapkalarıyla dengede durmaya, İstanbul’un karmaşasına “ben de buradayım” demeye çalışıyor. Şapkalar adeta kafasında bir karnaval havası yaratmış. Gizli bir neşe ve vakarla yürüyor; adımları emin, bakışları derin.
Sokağın renksiz ve gri sıradanlığı içinde, kat kat dizilmiş şapkalar bir renk cümbüşü yaratıyor. Görenlerin yüzünde istemsizce bir tebessüm beliriyor. Satıcı, şehrin koşuşturmasında insanlara küçük birer “durup bakma” anı hediye ediyor.
Fotoğrafçı yine sokakta, hayata dair anları yakalamaya çalışırken küçük ayrıntıların peşinde koşuyor. Satıcının ciddiyeti ile şapkaların eğlenceli görüntüsü arasındaki o tezatlık… Her şey bir bütünün parçası. Gökyüzünde süzülen martılar bize denizi hatırlatırken, yerdeki bu hareketlilik umudun her zaman sokakta olduğunu kanıtlıyor.
Sokakta yürürken etrafınıza, gökyüzüne, sokaklara daha dikkatli bakın. Belki sizde başında karnaval taşıyan o satıcıyla karşılaşırsınız ve yüzünüzde oluşan o küçük tebessümle, gününüzün en değerli anını yaşamış olursunuz.