Sonbaharın serinliğini yavaş yavaş iliklerimizde hissetmeye başladığımız Eylül ayı ve kimyasal madde üreten bir fabrikanın yangını sonrası ortaya çıkan uyarıların tedirginliğinde 1,5 saat yolculuktan – İstanbul’a 166 km mesafede- sonra Poyrazlar Gölüne 19 kişilik kafile ile ulaşıyoruz. Rehberimiz Murat hoca ve Klos Dağ Klübü Başkanı Sönmez hocanın direktifleri ile kamp çadırlarımızı kuruyoruz. Sonrasında 12 km lik yürüyüş parkurumuzu kimi zaman zorlanarak kimi zaman da eğlenerek tamamlıyoruz.
Gece ateşinin etrafında türküler şarkılar söylüyor ve şehrin bütün stresini üzerimizden atıyoruz. Sönmez hocanın ” ateşin karşısında insanlar geleceğe dair planlar yaparmış” sözünü yerine getirir gibi belki de güzel günlere dair planlar yapıyoruz.
Poyrazlar gölü; Adapazarı İlçesinde yer alan 2.310 dekarlık sahadan oluşuyor ve 1.07.2011 tarihinde tabiat Parkı ilan edilmiş, kara ve su kuşları açısından önemli bir zenginliğe sahip gölde, günümüze kadar yapılan çalışmalarda 154 kuş türü tespit edilmiş olup; 65’i (% 42) yerli kuş türü, 47’si (% 31) yaz göçmeni, 36’sı (%23) kış göçmeni ve 6’sı transit göçer olarak belirlenmiş. Ayrıca Çakal-Tilki-Gelincik- Tavşan-Sincap –Kirpi-Yaban domuzu-Köstebek –Tarla Faresi-Kara Kaplumbağası-Salamandra-Benekli Toprak semenderi-Yeşil kertenkele gibi kara hayvanları mevcut.
Rehberimiz; Poyrazlar Gölü 1999 yılındaki depremde Sakarya nehrinin taşması sonucu oluştuğu bilgisini veriyor. Göl oluşumu ile birlikte gölün etrafında yapılaşmanın başladığını belirtiyor.
Gölün etrafındaki orman mangal kömürü için her yıl kesime uğruyor bu nedenle daha seyrek bir orman yapısı görmek mümkün. Zaten Kömürlü köyünün adı buradan geliyor.