Ağustos aylarının bunaltıcı sıcaklarından kaçmak istiyorsanız; Hendek Çiğdem Yaylası 18 derecelik muhteşem havasıyla sizleri bekliyor. Elmacık Dağı’nda ve 1500 m. yükseklikte olan Çiğdem Yaylası’na Hendek ve Karadere köylerinden insanlar yaylacılık yapmak için gelmişler. Geniş bir alana kurulmuş ve etrafı çam, köknar ve kayın ormanlarıyla kaplı olan yaylanın halkı ise tam bir misafirperver. Yaylanın sıcak kanlı yaşayanları, yaylarına...
Şeref Aksoy
Kül yağıyor geceleri buralara, katran karası yollara, yeşilini kaybetmiş fidanlara.
Gün batımında adamın elinde oltası, oltasının ucunda bir ada, asılmalı oltaya, avucunun içine alıp saklamalı, ne kadar çok ada o kadar umut, cesaret, sevda… Fakat daha çok var ada, gün bitmeden karanlıklar bastırmadan tutmalı. Gözüne kestirdiğine salladı; boşa çıktı. Karamsarlığa kapılmanın zamanı değil, toparlanmalı ve tekrar tekrar sallamalı.
Olan biten her şey göründüğünün, gördüğümüzün tam tersi. Ne kadar bir şeysek aslında o kadar o şey değiliz. İnanmak istediklerimiz, kendimizi inanmaya zorladıklarımız gerçekte kaçmak istediklerimiz.
Sıcağın kırmızısı, şafağın sarısıdır yüzümüze vuran, Yalın ayak koşuşların acısında torpülenir hayat Soğuk iklimlerden gelen rüzgarın sesi, donan iliklerin döngüsü Yarınsız dünlerin acısında kavrulan etlerimiz Sancısız doğuşların habercisidir. Fırtınasız okyanuslarda, dingin denizlerde yok olur sessizlik Kıvrılan nehirler, Çatlayan topraklar, Ve gözyaşları Geride kalanlar, geriye bakanlar Bir tek çocuksu gülüşler hatırlatır umudu. Kavgasız günler, vicdansız ölümler,...
“Siyah boya bitmiş” diye söylendi. Daha yetiştirmesi gereken bir kaç ayakkabı daha vardı. Boyanacak ayakkabıların rengi de siyahtı. “Talihime tüküreyim” diye kendine lanet okudu. Kasabanın en işlek caddesinde ekmeğinin peşine koşan boyacı Ali her zaman ki gibi durduğu noktada dünyayı boyar gibi, yarınını boyar gibi, en önemlisi yaşamını boyar gibi alın teri döküyordu. Bazen iki...