Yükleniyor
0   /   100

Geziler

Yalova Atatürk Köşkü

Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde şifa suları ile bilinen Yalova Termal, Atatürk’ün de beğenisini kazanmıştır.“Yalova benim kentim” diyerek beğenisini ortaya koyan Atatürk, kentin önce Baltacı Ciftligi ve Millet Çiftligi köşklerinde kalmıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları 1929 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi’nin ağırlanması için Termal’de bulunan bu adresi seçerler. 38 günde köşk tamamlanır ve köşkün mobilyaları...

Devamını Oku about "Yalova Atatürk Köşkü"

Azmak Nehri

Dağların içerisinden süzülerek ve birikerek doğduğuna tanıklık ediyoruz ve buz gibi suya ayaklarımızı daldırdığımızda vücudumuzda bir ferahlık hissine kapılıyoruz. Bizim gibi düşünenlerin çokluğundan ayrıca da mutluluk duyuyoruz. Bu arada suyun yaz kış 15 derece olduğunu öğreniyoruz. Nehri takip eden yatağı boyunca sağlı sollu küçük gözlerle sürekli beslendiğini, coşkusuna coşku kattığına gördükçe şanslı olduğumuzun bir kez...

Devamını Oku about "Azmak Nehri"

Yollar Gider Bizim Abdal Musa’ya

“Akdeniz yakası, Aydın elleriKuşlar gider bizim Abdal Musa’yaCemal’in görünce yürüdü dağlarTaşlar gider bizim Abdal Musa’ya 23 Haziran akşamı bizler de İstanbul’dan bu duygular ile yola koyulduk Abdal Musa diyarına doğru, 38. Abdal Musa etkinliklerine katılmak için. Geçmiş yıllarda gidemediğim etkinliklere bu yıl gitmek nasip oldu.Sabahın erken saatlerinde evimden çıkıp yola düştüm. Saat 10’da Küçükçekmece Garip...

Devamını Oku about "Yollar Gider Bizim Abdal Musa’ya"

Bozcada – Bir Başka Yaşam Tarzının Adresi

Rıza Aksoy’un Bozcaada ile ilgili izlenimlerini kendi kaleminden okuyalım. Son yıllarda günübirlik geziler ya da hafta sonu turlarıyla oldukça ilgi gören Bozcaada’yı oradaki izlenimlerimi paylaşmak istedim. Daha önce Bozcaada ya gitmiş olanlar yakınlarına, arkadaşlarına hep tavsiye ederler orayı.Ben de bir arkadaş tavsiyesi ile Bozcaada’ya gittim. Geçen yıllık izin döneminde eski arkadaşlarla  sohbetimiz sırasında; lise döneminden...

Devamını Oku about "Bozcada – Bir Başka Yaşam Tarzının Adresi"

Balıkçı

Hava rüzgarlıydı, yarın havanın daha sakin olacağını haber veriyordu radyolar. Teknede hummalı bir telaş vardı, onaracakları ağların büyüklüğüne bakmadan bıkmadan usanmadan çalışıyorlardı. Ellerindeki nasırların dili olsa da konuşsa, emekten, alınterinden bahsetse.  Bilmen gerekenleri, zorluklarını anlatabilse… Deniz ekmek kapısı, deniz zalim, deniz sevgili, deniz can yoldaşı, deniz sevecen, deniz öfkeli. Acından öldürdüğü de olur, mutluluktan güldürdüğü...

Devamını Oku about "Balıkçı"

Balıkçı Kasabası

Siyah beyaz Türk filmlerinde hafızalarda kalan enstantanelerden bir tanesi de balıkçı kasabalarıdır. Motorların, martı sürülerinin, balıkçı ağlarının ve balıkların rol kestiğine tanıklık edersiniz. Aşk, balık ve balıkçı amca üçgeni içinde bulursunuz kendinizi.  Aşk hikayesinin bir yerinde bu büyüyü bozmak isteyen gangster kılıklı tiplerin koşuşturmaları içinde hep mutlu sonla bitmesini istersiniz. Pos bıyığı ve sevecen tavırları...

Devamını Oku about "Balıkçı Kasabası"

Klarnet

“Benzemez kimse sanaTavrına hayran olayım …”  Klarnetinden yükselen nağmeleri Foça sahilinin her yerinden duymanız mümkün. Kayıtsız kalmamanız mümkün değil hani o derece içten. Öyle ki kediler klarnetten çıkan nağmeleri duyduklarında, usulca yaklaşıp uzanıyorlar sere serpe öylece yanına.  Uyuyorlar mı yoksa dinliyorlar mı anlamak mümkün değil, bana dinliyorlarmış gibi geliyor. Eserini icra ettikten sonra kısa bir ...

Devamını Oku about "Klarnet"

Alaturka

Anayoldan Yalova Çiftlikköy yan yola girdiğinizde otantik bir restoranla karşılaşırsınız ve aç olduğunuzu hissedersiniz. Açlığınız bedensel değil ruhsaldır aslında. Betonarme yapıların kuşattığı kentlerde yaşayanların açlığıdır, tam tarif edersek.60-70 li yılların aranjman-hafif müzik ve anadolu pop şarkıları eşliğinde köftenizi yersiniz Alaturka köftecisinde. Alafrangaya inat çatalınızla köfteyi böler, manda yoğurdunu kaşıklarsınız. Radyoda Sezen Aksu’nun “Alaturka” şarkısı, dilinize...

Devamını Oku about "Alaturka"

Mutluyum

Gün ağarmıştı, Kahverengi ve yeşil renkleri kardeş olmuş Kızılırmak’ı sarıp sarmalamıştı. Her gün sabahın erken saatlerinde bu dinginliğe kendine bırakır, hayatı bir film şeridi gibi gözlerinden gelip geçerdi. “Hayat nelere kadir” dedi ellerindeki kıvrımlara bakınarak. Ellerini saklamak, hatta geçmişi hatırlatacak ne varsa ortadan kaldırmak istedi. Nasıl kaldıracağını bilemedi. Boş bankları hep kendisinin doldurduğunu düşünürdü, tıpkı...

Devamını Oku about "Mutluyum"